sporYakın zamanda spor salonu üyeliği yaptırdınız mı? Biz yaptırdık ve bakın karar verirken neler yaşadık.

Mekan ismi vermeyeceğim tabi ama ilk gittiğimiz salon çok temiz ve profesyonel bir yerdi. Fakat çok da ferah ve muhteşem büyüklükte bir yer sayılmazdı. Yarım saatlik bir turdan ve fiyat konularını konuştuktan sonra oradan sebebini anlamadığımız olumlu duygularla ayrılmıştık.

Gittiğimiz ikinci salon ise yüksek tavanı, teknolojik aletleri ve ilk baktığımız yere nazaran üç katı büyüklüğündeki yerleşimiyle müthiş bir spor alanı sunuyordu; daha da ilginci fiyatı da diğeriyle neredeyse aynı düzeydeydi. Yalnız yanlış olan bir şey vardı. İlk salonda hissettiğimiz olumlu duyguları buradan alamamıştık. Nedenini ise buradan çıktıktan hemen sonra yaptığımız konuşmada anladık.

İkinci gezdiğimiz salonda bize eşlik eden satış temsilcisinin aksine ilk salondaki temsilci bizi öyle bir ağırlamış ve spor yaparken bir salondan almak istediğimiz faydayı öyle bir enerji ile yansıtmıştı ki adeta hipnotize olmuştuk. Satış temsilcisi salondan önce kendisini satmıştı. Böylece oradan alacağımızı öngördüğümüz hissiyat da tüm fayda gereksinimlerimize cevap verebilecek düzeyde olmuştu.

Bunları düşünürken ilk aklıma gelecekte geçen filmlerde müşteriyle beraber gezen ve ürünü anlatan robot satış temsilcileri geldi; tüm kuracakları süslü cümlelere rağmen neden başarılı bir satış gerçekleştiremeyecekleri çok netti. Bu yaşadıklarımız, yapılan iş ne olursa olsun kişinin kendi duygusal markasını yaratmasının yaptığı işin başarılı olması için ilk basamak olduğunu tekrar kanıtlar nitelikteydi.

Sizce de bir ürünü alırken yaşadığımız duyguların tamamı değil midir zaten bize ürünü aldırtan? Her hangi bir iş için insan faktörünü dışarı bırakarak sadece ürüne odaklanmamız mümkün müdür?